Pilatus Dağı İsviçre


İsviçre'nin Luzern şehrine yakın bir yerde zirve tırmanışı yapmayı düşünür müsünüz?...dersem imkansız diye cevap verebilirsiniz ama hiç de imkansız değil. Luzern'den geçip Alpnacstad'a varıyorsunuz.Alp Dağlarına özgü dünyanın en dik tırmanışını yapan dişli tren ile Pilatus Dağı'nın zirvesine tırmanıyorsunuz.Muhteşem manzarası ile büyüleniyorsunuz.Dağa tırmana tutkusu olup gerçekleştiremeyenler için süper bir fırsat.Ben bu yolculuğun her dakikasından büyülenmiştim.Çıkış,zirve manzarası mükemmel ve eşsiz bir fırsattı benim için.....

Bir kişinin kurduğu bir hayal sayesinde bu zevki yaşayabilirsiniz.19. yüzyılda yaşayan Eduard Locher adında tren yolları ve köprü yapan bir dağın zirvesine çıkabilmek için bir tren tasarlamak istemiş ve dünyanın en dik tırmanan dişli trenini tasarlamış.Pılatus dağına çıkmanın benim için en güvenli yolu.Dilerseniz teleferikle de çıkabiliyorsunuz.Vagonun içi merdiven şeklinde yüzümü dağa dönüp oturdum ve yükselişin keyfini çıkardık hep beraber.Zirveye tırmandıkça  aşağıda her şey küçülmeye başlıyor ve manzara eşsizleşiyor.Gittikçe küçülen Luzern gölünün manzarası da görülmeye değer.


Luzern gölünden bir manzara.Bu manzarayı seyretmek için bile tırmanmaya değer ama yukarıda daha manzaralar bekliyor bizi.




Vagonun içine koltuklar merdiven şeklinde döşenmiş.Koltuklarımıza oturup seyre başlıyoruz.Dağ çıkış yeşilin tonlarıyla dolu.Etrafta rengarenk çiçekler,boyunlarında İşviçre'ye has büyük ziller olan inekler sağda solda.Birde yürüyerek tırmanan var dağa.Çantalar sırtlarında ,yürüyüş yolunda insanlar.Zirveye tırmanmayı değilde dönerken yürüyerek inmeyi isterdim....Dolayı tercih bu.......

Zirveye tırmanan tek tren yolu var , bu noktaya gelindiğinde yukarıdan gelinin geçmesi için bir yer var orada biraz bekleme yapıyor.Yandaki kulübede de yöreye has ürünler satılıyormuş.

Zirveye çıkış için farklı seçenekler.Zirveye çıktığımızda kalabalık çok şaşırtmıştı beni.Zirveden aşağıya kayarak inilen bir yer de var bu arada.
Yerden yükseldikçe yemyeşil ağaçlar yerini kayalara bırakıyor.Manzara gittikçe farklılaşıyor.Bu arada yanınıza  biraz kalın giysilerde almayı unutmayın.Aşağıda çok sıcak olan hava gittikçe soğuyacak.Malum dağın zirvesine yaklaşık 2200 metrelik yüksekliğe tırmanıyorsunuz.Yeşillikler, gölün manzarası,tünellerden geçişler derken geldik dağın zirvesine.İnişte büyük bir heyecan kapladı içimi.Kapalı alandan çıkınca da baş dönmesi.Manzara ayrı güzel ama benim baş dönmesi yükseklikten kaynaklı.Birlikte zirveye çıktığımız ekip biraz daha yüksek bir yere tırmanışa geçtiler ama ben daha yükseğe maalesef tırmanamadım.




Zirveden manzaralar.Bilet alınan yerden zirvedeki yürüyüş parkurlarının yerlerini belirten harita temin edebilirsiniz.Dağın zirvesinde zorluk derecesi birbirinden farklı 5 ayrı yürüyüş parkuru var.Ekip bir yürüyüş parkurunu tamamlarken ben kendimi yüksekliğe alıştırmaya çalışıyordum.




Zirvede bütün parkurlara bu şekilde korkuluklar yapılmış.Ortada bulunan fotoğraf meydanın bulunduğu kısım.Farklı bölgelerden bir sürü turist ile dolu.İnsanlardan daha çok da kargalar , insanların ekmek il beslediği.İnsanlara o kadar alışmışlar ki dibinize giriyorlar.Ve bizim yürüyüş parkurumuz başladı.Bu bölgede yürüyüş parkurlarından başka iki otel var.1890 ve 1960 yılında yapılmış.Dağın zirvesindeki soğuk havada içinizi ısıtabilecek sıcak bir kahve içebilirsiniz. 




Yürürken korkmamak mümkün değil ama her şeye değerdi.İmkansız gibi görünen bir düşün peşinden nelerin gelebileceğini görüyorsunuz.İmkansız düşlerin peşinden koşmaya ............


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...