Telefona bloggerın apstorunu indirdim.... Deneme amaçlı telefondan bir şeyler yazayım dedim, nasıl olacağı ile ilgili hiçbir fikrim yok ama bu bir kolaylık .. Özellikle bazı anlarda çok işine yarayacak. Fotoğrafa gelince telefonumda yüklü bir resimdi, kursiyerlere çalıştırmak için bulmuştum. Denemek isteyenler çıkabilir belki ...
Şimdi yazacağım tarif çokkk basit. Hafta sonu dolaştınız eve geldiniz ve çook yorgunsunuz. Hemen çabucak hazırlayabileceğiniz, çooookkkkk lezzetli bir makarna tarifi. Körili, kremalı, tavuklu makarna. Bizde hafta sonları genelde makarna pişer. Sonbaharın yavaş yavaş kendini hissettirdiği şu günlerde konserveler ile uğraşırken bir ara verip hızlıca hazırlayın. Bu arada diyet yapanlar için uygun bir tarif değil ama diyete ara verdiğinizde mutlaka deneyin. Benim de son rahat zamanlarım, şu sıralar sıkı bir diyete girmem gerekiyor aslında.
Közlenmiş patlıcan hıııııım.... Hem de ateşte közlenmiş, is kokulu patlıcanın en sevdiğim hali. Bu aralar kış hazırlıkları son sürat gidiyor. Közlenmiş patlıcanı da mahalledeki pide fırınında kardeşim halledecek. Patlıcanları yıkayıp kurulayıp küçük kesikler atıp, doğru odun fırınına gidecek. Sonra da kabukları soyulacak ve belli miktarlarda ayrılıp, poşetlenecek ve derin dondurucuda zamanının dolmasını bekleyecek. Kışın derin dondurucudaki közlenmiş patlıcanı daha çok alinazik yemeğinde yaparken ya da yoğurtlu salata olarak kullanırım. Kışın büyük bir rahatlık sağlar.
İki farklı zamanda çekilmiş, Türkçe aynı adı taşıyan çok etkileyici filmler. Şimdiye kadar izlememiş olan varsa hemen hazırlıklara başlayın. Filmleri bulun film seyrederken atıştırabileceğiniz güzel aparatifler hazırlayın ve başlayın seyretmeye.
1. Can Dostum filmi 1997 ABD. yapımı komedi, dram türünde bir film. Robin Williams, Matt Damon, Ben Affleck başrolü paylaşıyor. Film,Fotoğrafik hafızaya sahip yoksul bir gencin yerlerini sildiği üniversitenin profesörü Sean McGuire'la kurduğu
dostluğu anlatıyor. McGuire Will Hunting adlı bu gençteki yeteneğin farkındadır ve ona hayranlık duuymaktadır. Nobel ödüllü profesörün bile çözmekte zorlanacakları problemleri kolayca çözen Will ise çıkardığı bar kavgası sonrası çarptırıldığı hapis cezasından kurtulabilmek için profesör McGuire'a ihtiyaç duymaktadır. Filmin Fragmanı
Oscar ödüllerinde 9 dalda adaylığa layık
görülmüş olan Can Dostum, Robin Williams ile "en iyi yardımcı erkek
oyuncu" ödülü ve senaryosu ile de "en iyi özgün senaryo"
ödüllerini kazanmıştı. 2. Can Dostum filmi 2012 Fransa yapımı, komedi türünde bir film. Eric Toledano ve Olivier Nakache filmin yönetmenleridir. Fraçois Cluzet, Omar Sy, Anne Le Ny başrollerini paylaşıyor.
Zengin bir iş adamı ve aristokrat olan Philippe, yamaç paraşütü yaparken
geçirdiği kaza sonrası felç olur ve boynundan aşağısı kullanamaz hale gelir.
Driss ise hapishaneden henüz yeni çıkmış bir işsizdir. Philippe 7 gün 24 saat
boyunca bakımını üstlenmesi için Driss'i evine yatılı yardımcı olarak alınca
ikisinin de dünyası değişecektir. Normal şartlar altında hiçbir zaman yan yana
gelmeyecek bu ikili iyisiyle kötüsüyle hayatın tadını beraber çıkarmaya
başlarlar.
Fransa'da geçtiğimiz kasım ayında vizyona giren film, hayatta bir noktadan
sonra kültür ve sınıf farklılıklarının ortadan kalkması temasına odaklanan ve
dram-mizah arasında gidip gelen bir yapım. Fransız sinemacılar Olivier Nakache
ve Eric Toledano'nun beraber yazıp yönettiği filmin başrollerinde ise François
Cluzet ve Omar Sy var.
Kahvaltı ve bruchlar için hazırlayabileceğiniz çok pratik bir tarif. Ekmeği ince dilimliyorsunuz üzerine hazırladığınız karışımı sürüyorsunuz ve doğruca fırına. Kahvaltıya aniden misafiriniz gelmişse ve az zamanınız varsa bu tarifini deneyin. Çok hızlıca hazırlayıp fırında pişirmeye bırakın ve siz başka şeylerle ilgilenin. Bu tarif bir çeşit brucetta gibi. Kızarmış çıtır çıtır lezzetli ekmekler. Bu ekmekleri bayat ekmeklerinizle hazırlarsanız daha leziz olur.
Türkiye'de daha vizyona girmedi ama mutlaka yapılacak etkinlikler listenisine alınması gereken bir film. Gerçek yaşam hikayesinde yola çıkan ve geçmişte siyahi ABD vatandaşlarının yaşadıklarını anlatıyor. Oscar’lı oyuncu Forest Whitaker, John Cusack ve ünlü talk show programcısı Oprah Winfrey’in oynadığı film, gerçek bir olaydan uyarlama. Yönetmeni ise Lee Daniels. 34 yıl boyunca 8 ABD başkanının emrinde çalışan, Beyaz Saray’ın siyahi kahyası Cecile Gaines’in hayatını anlatıyor. Amerika’da insan hakları hareketlerine, başkan suikastlarına, Vietnem işgaline ve daha pek çok büyük olaya en yakından ve en üst düzeyde tanıklık eden Gaines’in yaşadıkları aynı zamanda ABD’nin de sivil haklar tarihinin özeti gibi. Şu sıralar ABD’de hayli popüler olan film, önceki gün ailesiyle birlikte filmi seyreden Başkan Barack Obama’nın ‘derinden etkilendiğini’ açıklaması ile gündeme geldi.
Pazar sabahı için güzel bir kahvaltı alternatifi. Hava da güzelse eğer bir piknik sepeti hazırlama vakti gelmiş demektir.Bu sepette kahvaltılık ürünler olacaktı. Kış pikniğinden sonra sıra yaza kahvaltısında.Hava o kadar güzel ki evde durmak istemiyor insan. Piknik sepetini hazırlayıp doğru deniz kenarına bir yere. Mis gibi güneş ve denizden esen hafif esinti ile bir kahvaltı, güne güzel bir başlangıç olabilir. Hafta sonu için güzel bir plan hazırlamak gerekiyor. Şunun şurasında sonbahar az kaldı, güzel havalar bu senelik bizi terk etmeye hazırlanıyor. O yüzden zamanı iyi değerlendirmek gerekir.
Bulgur pilavının ennnn güzel hali. Bu tarifi Komili zeytinyağı aldığımız zaman yanında küçük bir tarif kitabı vermişlerdi tarifini oradan aldım. Denedim ve çok beğendim. Bulgurun pirince göre daha az kalorili ve faydalı olduğunu duyduğumdan beri genelde evde bulgur pilavı yaparım. Hem diğer pilava göre daha lezzetli oluyor ve protein anlamında da çok zengin. Bu arada pirinç pilavından da vazgeçilmez tabi ki. İçine konan tarçın çok güzel bir tat veriyor. Mutlaka deneyin ....
Tazecik fasülye bulunca epeydir hazırlamak istediğim salatayı yaptım. Buzdolabın üzerine o zamanlar ne pişirmek istersem liste yapar asarım. Bu da öyle epey zamandır sıra bekleyen bir salata. Bu şekilde salata olarak kullanacağınız fasülyenin ince olması gerekir. İnce ve daha yeni filizlenmişlerden daha lezzetli olur. Ben buharda haşladım ve biraz da sert kalsın, çok pişmesin istedim. Eğer siz daha fazla pişirmek isterseniz ona göre ayarlarsınız. Dilerseniz hafif yağ ile de kavurabilirsiniz ama bu şekilde daha sağlıklı bir salata hazırlamış olursunuz.
Bu sene Sinop tatilinde Ayancık İnaltı Mağaralarına gittik. Akgöl'e 6 kilometre uzaklıktadır. Bizim gittiğimiz zamanda oradan yol çalışmaları vardı. Ayancık - Kastamonu yolu üzerinden ayrılan stabilize yoldan gittik. Yol tam macera sevenlere göre aslında. Bu yola Kanyon yolu diyorlar sanırım. Yolun iki tarafında da kanyonlar mevcut. Yol üzerinde ilerlerken arada sırada kayalıkların arasından akan sular şelaleler oluşturmuş. Görünüşleri çok güzel ama biraz ürkütücü bir yol. Aslında arazi taşıtları ile gidilebilecek yol. Bizim gittiğimiz zaman çay biraz durgundu. Eğer ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde giderseniz su yükselmiş olur. Yola çıkmadan önce bilgi alırsanız daha iyi olur. Sular yükseldiği zaman gidiş zor olabilir. Onun dışında aslında gidiş kolay, yavaş gidilmesi koşuluyla kendi araçlarınızla gidebilirsiniz. İlk gittiğiniz zaman insanı biraz ürkütüyor.
Sabahtan beri miskin miskin otururken yemek olarak ne yapacağınıza bir türlü karar veremedik. Onumu yapsak bunu mu derken eskiden yazdığım defterlerin arasına daldım ve ev pidesi yapmaya karar verdim. Sizin de denemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Eğer pideyi hazırlarken iki kişi iseniz iki katı malzeme ile hazırlayıp derin dondurucuda birkaç hafta saklayabilirsiniz. Ben genelde fazla hazırlayıp başka zamanlarda servis yapmayı seviyorum.
Sinop karadenizin küzey ucunda küçücük bir kasaba gibi. Şehrin içinde gemi tersanesi var şimdi şehrin dışına taşımaya çalışıyorlar ama ben oranın görüntüsünü çok seviyorum. Son gitişimde biraz fotoğraf çektim, Bu yazıda o fotoğrafları yayınlamak istiyorum sadece.
Bu zebra domatesleri Sinop köy pazarında buldum. Yaşlı bir teyze satıyordu, yarım kilo kadar aldım ilk önce. Tadını bilmediğim için belki beğenmem diye tedbirli davranmak istedim. Eve gelince salata hazırladık, tadını çok beğenince tekrar pazara gidip elinde ne kadar varsa hepsini aldım. Bu arada elinde sadece 2 kilo kadar vardı. Alıp hepsini gelirken İstanbul'a getirdim. Pazarda birde pembe domateslerden buldum ve geleceğim gün için 20 kilo kadar domates ayarlayabilir mi diye sordum. Yolculuğa çıkmadan bir gün önce 20 kilo pembe domates elimdeydi. O kadar sevindim ki. Bu kış lezzetli domates konservelerimiz olacak. Yolculuk bitince ilk iş domates konservesi hazırlamak oldu tabi ki...
Acuka ile hazırlanmış tost yediniz mi hiç...... İnanılmaz lezzetli oluyor. Bazen bu şekilde tost hazırlayıp küçük dilimler şeklinde domates çorbasının yanında ya da servis yapıyorum. Tam buğdaylı ekmek arasına kaşar peyniri ve bir katta da acuka sürülür ve doğru tost makinesine yola çıkar ve bir süre sonra mis gibi bir koku yayılır. Bu arada bu yazıyı yazarken dışarıdan öyle güzel bir koku geliyor ki.. Sanırım biri biber kızartıyor. Benim dikkatim çok dağıldı ve kokuya dayanamıyorum. Çünkü biber kızartmasını çoook seviyorum. Hemen ara veriyorum ve doğru mutfağa koşuyorum. Kahvaltıda biber kızartması da olacak sanırım......
Ve yine geldim yazının başına ama bu arada bayağı bir zaman geçti. Annem acukaya benzer daha değişik kahvaltılık sos hazırlıyor. Acukaya benziyor ama yapılışı daha farklı. Bizim oranın geleneksel kahvaltılığı çemen tabi ki. Annem mısır unu ile birlikte hazırlıyor. Geçen sene hazırlarken birde patlıcan közlemesi eklemiştik çok leziz olmuştu. Bu sene hazırlayabilirsem mutlaka paylaşacağım.
Bu tarifi de kuzenim Yasemin hazırlamış. Çooook lezzetli bir kurabiye , kurabiyeeeeeee ama sonra diyorum, kilolar kilolaaarrrrrrrrrrrrrr....... Bu durumu nasıl düzelteceğiz bakalım. Neyse ne yapalım yemeği seviyoruz. Bu yüzden bayağı bir çalışma içindeyiz. Son sürat kış hazırlıkları yapıyoruz. Domatesler konserve yapıyor, taze fasulyeler haşlanıp şoklanıyor, kızılcıklar kış için derin dondurucuya atılıyor. Kısacası son sürat çalışma var mutfakta. Bundan sonra belki blog günleri hazırlayabiliriz kuzenlerle ne olmasın değil mi... Ne dersiniz kuzenler......
Malzemeler :
1 paket pudra şekeri
1 paket margarin
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 adet yumurta
Hindistan Cevizi
Aldığı kadar un
Hazırlanışı :
1- Yumurtanın sarısını ve beyazını ayırın. Yumurtanın sarısın hamurun içine katılacak, beyazı da dışı için.
2- Pudra şekerini, margarini ve yumurta sarısını karıştırın. Unu , kabartma tozunu ve vanilyayı yavaş yavaş ekleyin. Kulak memesi kıvamına gelene kadar un eklemeye devam edin. Çok fazla yoğurmamaya dikkat edin. Yoksa hamur çok sert olur.
3- Hamurdan ceviz büyüklüğünde bezeler koparıp yuvarlayın. Avucunuzun ortası ile bastırıp yassılaştırın. Önce yumurtanın beyazına batırın daha sonra hindistan cevizine bulayın üst kısmını. Az yağ ile tepsinin içini yağlayın ve önceden ısıtılmış 200 derecedeki fırında kurabiyeler hafif pembe olana kadar pişirin. Afiyet Olsun...
Uzun zamandır tatildeydim ve neredeyse kaplumbağa kadar ağırlaştım. takip ettiğim bloklarda bu kadar uzun ara verildiğinde merakla bekliyordum. Neden bu kadar ara verdiklerini de anlamıyordum. Ama şimdi çoooook iyi anlıyorum. tembellik sardığında insanın dört bir yanını , kovmak zor geliyor. neyse umarım bundan sonra sıkı bir şekilde geri dönebilirim. Daha önce bahsettiğim gibi bunda sonra birçok alanda yazılarda ekleyebilirim diye düşünüyorum. şu an için yazabileceğim 25 başlık seçtim. Bakalım 25 günde bitirebilecek miyim. :)))) Bu ilk yazım geriye kaldı 24 tane.........
Bu muffini kuzenim Neslihan hazırlamış. Ben uzun zamandır evde hamur işleri hazırlamayı bıraktım. Biraz kilo verene kadar da hazırlamayı pek düşünmüyorum. Kilo vermek de biraz zor oluyor ama bakalım. Denemeye başladım. Bugün izlediğim bir belgeselde aynı yemeğe devam edip daha çok süt ürünleri ile beslenilirse olduğunda daha fazla yağ yakıldığından bahsetti. Biraz az yemek, daha fazla egzersiz ve süt ürünleri ile bakalım ne kadar kilo verebileceğim.
Muffini damla çikolata yerine dilerseniz donmuş meyvelerle de hazırlayabilirsiniz. Kendi damak zevkinize göre tercihlerde bulunubilirsiniz.
Malzemeler :
2,5 su bardağı un
1 su bardağı toz şeker
100 gr. margarin
1 su bardağı süt
1 adet yumurta
1,5 çay kaşığı kabartma tozu
1 su bardağı damla çikolata
Hazırlanışı :
1- İşleme başlamadan önce unu eleyin ve içinde un topları kalmamasını sağlayın. Elinizde ezerek dağıtın.
2- Şekeri, unu ve yağı karıştırın. Bütün karışımın güzelce birleşmesini bekleyin. Hep aynı yöne ve yavaşça karıştırın.
3- Sütü ve yumurtayı da ekleyerek yavaşça hamura yedirin. Damla çikolatanın birazını ayırın ve hamurun içine ekleyin.
4- Muffin kalıplarını yağlayın ve karışımdan birer kaşık koyun. Üzerlerine damla çikolatalardan birkaç tane atın ve önceden ısıtılmış 180 derecedeki fırında üzeri pembeleşene kadar pişirin.
5- Biraz dinlendirin ve servis yapın. Afiyet Olsun......
Bu böreği hafta sonu kahvaltısı için hazırladım.Ispanaklı börek her zaman için çok lezzetlidir.İçine patates ve peynir de eklerim genelde.Sebzelerin başka yiyecekler ile birleştirilmesi daha lezzetli olmasını sağlıyor.Annemin yaptığı böreğin tadını hiçbirşeye değişmem ama benim hazırladığımda fena olmadı.Annem börek hamurunu çarşaf üzerinde açardı.Hamurun kenarlarından çeke çeke çok büyük (çarşaf büyüklüğünde ) yufka hazırlanırdı temiz bir çarşaf üzerinde.Bizde küçükken etrafında döne döne yufkayı büyütme denemeleri yapardık.Ispanaklı ya da patatesli börekler hazırlardık ve harika olurdu.
Ben de bir karışım hazırladım.Böreklerin orta kısımlarını yemeyi çok sevdiğim için gül böreği şeklinde yaptım böreği.
Hafta sonları kahvaltıda mutlaka börek, omlet ya da salata türünde yiyecekler hazırlarız.Hafta sonları için birkaç alternatif tarif:
Malzemeler :
3 adet yufka
4 demet ıspanak
2 adet patates
2 adet kuru soğan
1 su bardağı beyaz peynir
1 adet yumurta
2 çay bardağı sıvı yağ
Karabiber
Pul biber
Tuz
Hazırlanışı :
1- Soğanı yemeklik doğrayın ve bir çay bardağı sıvı yağ ile derin bir tavada kavurun.Bol su ile yıkayıp doğradığınız ıspanakları ekleyin.Ispanaklar kavrulurken patatesleri soyup,rendeleyin ve baharatlar ile birlikte karışıma ekleyin.Hepsi bir güzel kavrulsun.Ispanaklar suyunu salıp çektiğinde pişmiş demektir.
2- Karışım pişince soğuma bırakın.Beyaz peyniri de rendeleyip ayrı bir kapa alın.
3- Yufkayı ortadan ikiye bölün, sonra hepsini üst üste koyup bir kere daha ortadan bölün ve dört eşit büyük üçgen oluşturun.
4- Yufkaların içini fırça yardımı ile sıvı yağ ile yağlayın.Hazırladığının harçtan yufkaların geniş kısmına yerleştirin, sarın ve uçlarına yeniden sıvı yağ sürün ve içe doğru sarın, kenarlarını yapıştırın.Yağlanmış tepsiye dizin.
5- Kalan sıvı yağın içine bir yumurtayı kırın ve çırpın.Hazırladığınız yufkaların üzerine sürün.Önceden ısıtılmış 210 derecedeki fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
Bütün uğraşlarım için durum aynı benim için. Yaptığım her şeye ara verdim ve bahar havasına daldım gitti. Geri dönüş vakti şimdi..Bu aralar mutfakta çok zaman geçirmeden , akşam saatlerinde açık havada içeceğiniz bir çayın yanında servis edebileceğiniz pratik bir atıştırmalık.Malzeme listesi de çok az.Milföy, çemen ve üzerine sürmek için yumurta ve yanında çoook güzel demlenmiş çay tabi ki. Çemen yerine hazır satılan biber salçalı kahvaltılık soslardan kullanılabilir.
Uzun süre yazmadıktan sonra bu kombin ile karşınızdayım. Hepsine bayıldım eğer incelemek isterseniz buraya bakabilirsiniz. Dilediğiniz kombini hazırlayabileceğiniz bir site....
İnanılmaz güzel bir tasarım ...İster bahçede ister odada kullanın. Cocoon 1 adlı bir firma tasarlamış. Çok güzel bir tasarım örneği... Özellikle çocukların çoook hoşuna gidecektir eminim.
Ya da yazları dışarıya çıkarıp keyifli zamanlar geçirilebilir. Benim gibi böcek korkusu olanlar için çok güzel bir seçim olabilirdi.
Görmek istediğim yerlerin başında gelir. Oradaki kişinin yerinde olmak isterdim.Renkler harika bir şekilde dans ediyorlar. Bir battaniyenin altına sarılıp , yanıma eşimi de alıp ( onsuz asla olmaz ) , elimizde sıcak bir içecekle çok güzel bir zaman geçirebilirdik. Şimdilik hayal ama umarım bir gün gerçekleşir. Bu arada önceki yazımda belirtmiştim , bloğumun çerçevesini genişletiyorum.Sadece yemek yazıları değil , ilgilendiğim bütün konular ile ilgili yazı yazmayı düşünüyorum. Bu bölümde bugün nereye gidiyoruz olacak. Ve bugün kuzey kutbundayız karın da etkisiyle aklıma geldi , kuzey ışıklarını görmeye gidelim dedim.
video: youtube
Kuzey ışıkları ile ilgili ufak bir bilgi:
Kutup ışıklarıveyaAurora
Borealis,Kutup bölgelerindegökyüzünde görülen, dünyanınmanyetik alanıile Güneş'ten gelen yüklü
parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan doğal ışımalardır.
Aurorakelimesi RomaŞafak Tanrıçası’nın isminden
gelmektedir.Boreas’da Yunanca'da
kuzey rüzgarınaPierre Gassenditarafından1621'de verilen isimdir.Creehalkı bu ilginç olayaRuhların Dansıadını vermişler. Avrupa'da orta
çağlarda auroraların Tanrıdan işaretler olduğuna inanılırmış. (Wilfried
Schröder, Das Phänomen des Polarlichts, Darmstadt 1984).
Bu
ışımalar, genellikle geceleri gözlemlenir, ağırlıklı olarakiyonosfer’de meydana gelir.Kutup aurorasıveyakutup
ışıklarıolarak da anılır. Bu
olgu yaygın olarak 60 ve 72 derece kuzey ve güney enlemleri arasında görünür,
bu daarktikveantarktikkutup dairelerinin içine düşer.
Kuzey
enlemlerde bu etkiaurora
borealis(veya kuzey ışıkları) olarak adlandırılır. Aurora borealis'in
görünme olasılığı, kuzey manyetik kutbuna yaklaştıkça artar. Manyetik kutbun
yakınlarında oluşan auroralar tam 90 derece, fakat uzaktan kuzey ufkunu
yeşilimsi bir parlaklıkla, bazen de güneş alışılmamış bir yönden doğuyormuş
gibi soluk bir kırmızıyla aydınlatırlar. Aurora borealis sıklıklagün dönümlerindeoluşur.
Güney’deki
oluşum,aurora australis(güney
kutup ışıkları), benzer özelliklere sahiptir. AncakAntartika’da,Güney Amerika’da veAvustralya’da daha yüksek enlemlerden
görülebilir. Australis anlamı ‘güneyin’ olanLatincebir kelimedir.
Auroralar
bütün dünyadan ve diğer gezegenlerde de gözlemlenebilir. Daha uzun süreli
karanlık ve manyetik alan dolayısıyla, kutuplara yakınlaştıkça daha çok görünür
olurlar.
Kaynak : Vikipedia
Fotoğraf : Pave Kantsurov
Fotoğraf: Antti Pietikäinen
Fotoğraf: Andy Keen
Fotoğraf: Tommy Eliassen , My Shot
Fotoğraf :Michael Ericsson
Fotoğrafların devamını : nationalgeographic.com adresinden bakabilirsiniz.
Tabi ki olur derim. Neden olmasın. Kuzenim evlendikten sonra ilk defa evine gideceğiz. Ben de ne yapsam diye düşünürken bloglarda gördüğüm bu etkinlik aklıma geldi ve hemen hazırlıklara giriştim. İlk olarak nasıl bir muffin hazırlamak istediğinize karar verin, sonra da nasıl bir kavanoz kullanmak istediğinize. Bundan sonrası kolay.
Ben muffini kakaolu ve bitter çikolatalı hazırladım. Yaklaşık olarak 12 muffin elde edersiniz. Dileyenler üzerine bitter çikolatalı bir krema da hazırlayabilirler. Ama ben hamuru muffin kalıplarına koyduktan sonra üzerine esmer şeker serpiştirmeyi daha çok tercih ediyorum. Üzerindeki ışıltılar güzel görünüyor pişince...Muffinler pişerken sıcacık bir içecek hazırlayın.Benim tercihin kahve ya da sıcak çikolata olurdu. Evin en sıcak yerine geçip perdeyi açıp yağan karı seyredin. Çünkü şu an bir çok ilde çok güzel kar yağıyor .........
Bloglarda gezerken bu rengarenk boyanmış merdiveni gördüm ve çok sevdim.Büyük bir heyecanla paylaşma isteği doğdu içimde...Renkleri çok güzel. beni çok mutlu etti. Bundan sonra dekorasyon bölümüne de yer ayırmayı düşünüyorum. Diğer sitelerde hoşuma giden yazıları, önerileri ve benim yaptıklarımı paylaşmak istiyorum. Sadece yemek değil, ilgilendiğim bütün herşey ile ilgili yazmak istiyorum. Yelpazeyi genişletmeyi düşünüyorum. Şimdilik bu kadar.... Görüşmek Üzere
.jpg)
