Sinop İstanbul seyahati.......Sabah saat 5.15, erken kalkan çabuk yol alır misali erkenden çıktık yola.Arkamızda birkaç şey unutup bindik arabamıza ve başladı yolculuk.Annemin elinde bir su şişesi arkamızdan dökecek çabuk geri dönelim diye.Güle güle gidin,güle güle gelin diye.....Sinop yeşilini ve denizini bırakıp betonla kaplı İstanbul'a gelmek çoğu zaman zor geliyor ama yine de İstanbul'u da seviyorum ben.İçimiz biraz buruk,birazda neşeli.Ayrıldığımız için üzülüyoruz ama evimizi de çok özledik.
Yeşillikler arasından gün doğmaya başlıyor.İçeriye doğru gittikçe Karadeniz bölgesinin yeşil dağları insanı büyülüyor.Hanönü'ne geliyoruz.Yıllardır hep aynı yerde yuva yapan bir leylek yuvasının önünden yine fotoğrafını çekemeden geçip gidiyoruz.Kulağımızda Yasmin Levy ....
Ve mola vakti.......Karabük'teyiz kahvaltıda.Küçük, güzel bir yer.Yeşillikler arasında bir bahçe burası, yol kenarında.Çayı da mükemmel.Bir Karadenizli olarak bu önemli kahvaltıda.Karnım da o kadar açıktı ki.Kahvaltıda çok güzel idi.Taş fırında çömlek kapların içinde yumurta pişirmişleri tereyağlı çok lezzetliydi.Uzunca bir zaman geçirdik orada.Malum yeşillik pek yok İstanbul'da.Bu arada arabamıza sebzeler doldurduk.Her gittiğim yerden doğal olarak üretildiğine emin olduğum yiyecekler alıp yanımda getiririm.Su değirmenlerinde yapılmış un bulabilirsem mutlaka un da alırım.Sonra konserve hazırlarım ya da derin dondurucuya kaldırırım.Yolculuklar ve yiyecekler.......
Demli bir çay tadında yolculuğa devam.........
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder